Hüzün

İnsanın yüreğinde ince bir sızı bırakan, bazen geçmişten bazen de hayattan gelen sessiz bir duygu vardır: hüzün.

Hüzün ne demek?

Hüzün, insanın içinde duyduğu derin üzüntü, keder ve melankoli halidir. Genellikle kayıplar, özlemler ya da kırgınlıklarla ilişkilidir.

Türü: İsim

Kökeni: Arapça ḥuzn (üzüntü, keder) kökünden Türkçeye geçmiştir.

Hüzün kelimesinin cümle içinde kullanımına dair örnekler

Eski fotoğraflara baktığında gözlerinde derin bir hüzün belirdi.

Hüzün, bazen bir şarkının sözlerinde gizlenir.

Sonbaharın sararmış yaprakları, ona tatlı bir hüzün verdi.

Hüzün dolu bir bakışla pencereden dışarıya daldı.

Ayrılıkların ardından gelen hüzün, insanı olgunlaştırır.

Onun gülümsemesinde bile hüzün vardı.

Hüzün, insanın kalbine sessizce dokunan bir misafir gibidir.

Şair, dizelerinde derin bir hüzün işlemişti.

Çocukluğunu hatırladığında tatlı bir hüzün hissetti.

Sessiz sokaklarda yürürken içini tarifsiz bir hüzün kapladı.

Hüzün, bazen kelimelerle anlatılamaz bir duygudur.

Yalnızlıkla birleşen hüzün, insanın ruhunu ağırlaştırır.

Onun hikâyesini dinlerken herkesin yüzüne bir hüzün çöktü.

Hüzün dolu melodiler, kalplerde yankılandı.

Bayramlarda kaybettiklerini anmak, ona derin bir hüzün verir.

Gözyaşları, içinde biriken hüznün dışa yansımasıydı.

Hüzünlü filmler, bazen insanın içini temizler.

Arkadaşının gidişi ardından içi hüzünle doldu.

Hüzün, kimi zaman umudun habercisidir.

Onun sessizliği, içindeki hüznün bir yansımasıydı.

Hüzünle karışık bir tebessüm, yüzünü süsledi.

Denizin kıyısında otururken kalbine hüzün çöktü.

Hüzün, bazen insana yazmayı öğretir.

Yarım kalmış hayallerinde daima bir hüzün vardı.

O anı hatırlayınca kalbine eski bir hüzün dokundu.

Hüzün kelimesinin eş anlamlısı: Keder, üzüntü


sponsorlu bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir